Soğuk hava koşulları, elektrikli araç (EV) kullanıcıları için her zaman zorlu bir sınav olmuştur. Özellikle ısı pompası gibi termal yönetim sistemlerinden yoksun araçlarda, düşük sıcaklıklar batarya performansını düşürerek şarj sürecini ciddi şekilde yavaşlatıyor. Ancak Michigan Üniversitesi’nden gelen yeni bir batarya teknolojisi, bu kronik soruna etkili bir çözüm sunuyor.
Eksi 10 Derecede Bile Yüksek Hızlı Şarj Mümkün
Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, lityum-iyon (Li-ion) bataryaların iç yapısında gerçekleştirdikleri minik ama etkili bir değişiklikle, bataryaların dondurucu soğuklarda bile hızlı şarj olmasını sağladı. Yeni teknik, -10°C gibi düşük sıcaklıklarda bile 6C oranında şarj yapılabilmesini mümkün kılıyor. Bu oran, bataryanın kapasitesine göre 5 kata kadar daha hızlı şarj anlamına geliyor. Örneğin, 50 kWh kapasiteli bir batarya için 6C hızı, 300 kW’lık bir şarj gücüne eşdeğer.
Batarya İçindeki Devrim: Lazer ve Cam Esaslı Malzeme Kullanımı
Araştırmanın temelinde yatan yenilik, grafit anota lazerle mikro delikler açmak ve bu yüzeyi lityum borat-karbonat içeren cam benzeri bir kaplama ile güçlendirmekten oluşuyor. Bu işlem sayesinde, lityum iyonlarının elektrotlar arasında çok daha hızlı hareket etmesi sağlanıyor. Soğukta genellikle yavaşlayan iyon geçişi bu yöntemle önemli ölçüde hızlandırılıyor ve enerji yoğunluğunda herhangi bir azalma yaşanmadan şarj süresi ciddi oranda kısaltılıyor.
Elektrikli Araç Kullanıcılarına Büyük Avantaj
Kış aylarında uzun yolculuklar yapan EV sahipleri için bu gelişme büyük önem taşıyor. Soğuk hava koşullarında şarj süresinin artması, yolculukları hem daha uzun hem de daha stresli hale getiriyor. Yeni batarya teknolojisi sayesinde kullanıcılar, daha kısa sürede şarj istasyonlarından ayrılabilecek, araçlarının menzil performansından ödün vermeyecek. Bu da özellikle ısı pompası bulunmayan giriş seviyesi elektrikli araç kullanıcıları için ciddi bir konfor artışı anlamına geliyor.
Ticarileşme Süreci Ne Zaman Başlayacak?
Araştırma şu an laboratuvar ortamında test edilmiş olsa da, sonuçlar oldukça umut verici. Teknolojinin seri üretime geçmesi durumunda, yeni nesil elektrikli araç bataryalarının çok daha geniş sıcaklık aralıklarında performans kaybı yaşamadan çalışabileceği düşünülüyor. Otomotiv üreticilerinin bu gelişmeye ilgisi şimdiden artmaya başladı.